"Bu çalışma, izleyicilerin bir alanın ortasına konmuş bir sandalyeyi gözlemeleriyle başlar. Aniden sandalye yüksek bir çatırtıyla parçalanır ve izleyiciler sandalyenin bacakları, oturma yeri ve arkası döşemeye saçılırken dehşet içinde kalırlar. Anlaşılan çok yanlış bir şey yapılmıştır. Anlamlı bir duraksamanın ardından tek tek parçalar hareket etmeye, birbirlerine takılmaya başlarlar ve sandalye kopmuş parçalarını yeniden toplamaya koyulur. Robotic Chair, sanki bir çocuk izleniyor ve onun yapacağı, fakat kendi başına öğrenmesi gerektiği için kendisine yardım etmenin de mümkün olmadığı hatalar önceden görülüyormuş gibi, izleyiciden önemli bir empati göstermesini beklemektedir. Sistem hata yaptığında gerilim yükselir, sonra da hataların nasıl düzeltileceği, kendi kendini onarma süreci ilerledikçe bir sonraki görevle nasıl başa çıkılacağı yavaş yavaş görülür. Sistemin başarılı olacağı inancı ile bu görünüşte başarılması imkânsız -üstelik hem çok sıkıcı hem de metaforik bakımdan genel nitelikli olan- görevin nasılsa yerine getirilemeyeceği düşüncesi arasında hassas bir denge kurulmuştur. Bu robot Humpty Dumpty sonunda kendi parçalarını tekrar yerine takıp tam halini alınca, müthiş bir katarsis duygusuna ulaşılacaktır. Bu çalışmanın ne kadar ilgiye değer oluşunun göstergesi, YouTube videolarının yüz binlerce defa izlenmiş olmasıdır." [1]
[1] Shanken, Edward. Sanat ve Elektronik Medya, İstanbul: Akbank, 2012, sf. 164
-> Download the document