Gaia’nın Yönleri

Roy Ascott’un Gaia’nın Yönleri (1989) filmi, telematik ve siber uzayın bedensiz deneyimini fiziksel uzaydaki somut gerçekliğin bedensel deneyimiyle birleştirdi. Bu bağlamda, “öncü gün” ve hibrid teknolojik medya dahil Telematik Sanat sonraki formları arasında hayati bir bağlantı kurdu. Gaia’nın yönleri, İngiliz kimyager James Lovelock’un“Gaia Hipotezi” ile ilgili metin ve görüntülerin oluşturulması ve dönüştürülmesinde işbirliği yapan telematik katılımcılardan oluşan küresel bir ağı bir araya getirdi..” Bu bütünsel teori, Dünya’nın (Gaia) birleşik bir canlı organizma olduğunu ve iklim, atmosfer, coğrafya, bitki ve hayvanların gezegenin canlılığını sürdürecek şekilde birlikte geliştirdiklerini ileri sürmüştür. [1] Katılımcılar çeşitli arayüzler aracılığıyla ve Brucknerhaus’un üç düzeyinde (Linz, Avusturya’daki Ars Electronica festivalinde çalışmanın merkezi sitesi) küresel veri akışına erişebilir ve bilgilere katkıda bulunabildiler. Ortaya çıkan şey, “ruhsal, bilimsel, kültürel ve mitolojik bakış açılarının çokluğundan görülen” Dünya’nın bir portresiydi. [2]

Brucknerhaus’un üst katında, büyük bir yatay ekran bir bilgisayar monitörünün geleneksel dikey yönünü kasıtlı olarak bir araya getirip, izleyicilerin dünyanın dört bir yanından uzaktan katkıda bulunan görüntü ve metinlerin veri akışına bakmalarını sağladı. (Bu kuşbakışı görünümü sanatçı ve 1960’larda ve 1970’lerde Ascott sibernetik eserleri etkileyen sanat arasındaki yatay çalışma ilişkisi ile ilgilidir.) Alt katta, yatay bilgisayar ekranları Ascott’un “bilgi çubukları” olarak adlandırdığı, veri tüketiminin alkolkaynaklı bir stupor yerine daha fazla zihin berraklığıyla sonuçlanması amaçlandığı mecazi kokteyl salonları olarak adlandırdığı şekilde ayarlanmıştır. Bilgi çubuklarında görünen ağ üzerindeki görüntüler, kullanıcıların seslerine yanıt veren akustik sensörler veya sayaçtaki bir bilgisayar faresi tarafından değiştirilebilir.

Gaia'nın Yönleri - YouTube
Brucknerhaus’un altındaki karanlıkta, izleyiciler gaia hakkında mesajlar yanıp sönen LED ekranların yanından geçen bir tramvaya (yatay bir konumda) binebiliyordu. İzleyici, canlı bir organizma olarak Dünya ile ilgili olarak telematik bilincin ortaya çıkan kalitesi hakkında fikir aktaran bir deneyime fiziksel olarak dahil oldu. Ascott’un makalesinde anlattığı gibi, “Telematik Kucaklamada Aşk Var mı?” (1990), gaia gibi birlikte gelişen eserin unsurları, sanatçı, izleyici ve sanat, doğa (Dünya) ve kültür (teknoloji) arasındaki ayrımlar, onların uyumlu, karşılıklı kendini yaratma nın açılma süresi içinde birleştikçe bulanıklaştı.

[1] James E. Lovelock. Gaia, Dünya’daki Hayata Yeni Bir Bakış. Oxford: Oxford Üniversitesi Yayınları: 1979.

[2] Roy Ascott, “Telematic Embrace’da Aşk Var mı” Sanat Dergisi, 1990. Bkz. http://telematic.walkerart.org/overview/overview_ascott.html

Edward A. Shanken alıntı, “Sibernetik Telematik gönderen: Sanat, Pedagoji, ve Roy Ascott Teorisi,” Roy Ascott, Telematic Embrace: Visionary Teoriler Sanat, Teknoloji ve Bilinç, Edward A. Shanken, ed. Berkeley: University of California Press, 2001. Bkz. http://www.ucpress.edu/books/pages/8867.php